Tuesday, February 26, 2008

Doruk'un ilk 3 ayı







3 ay hakikaten göz açıp kapayana kadar geçti. Ama Doruk'un gelişimi inanılmazdı. İlk 3 ayda öyle fark ediyorlar ki hergün gördüğümüz halde Cenk de ben de gün gün büyüdüğünü fark ettik. Hergün yeni bir huy geliştiriyor yeni bir ses çıkarıyor. Tek büyük sorunumuz gazdı. Ah biz bu gazdan çok çektik. Doruk normal şartlarda gayet sakin ve iyi huylu bir bebek ancak ilk 3 ay gaz problemini çok şiddetli yaşadı. Doktorumuz milupanın rezene ve papatya çayını verdi.. Elbette çayların çok faydası oldu ama gaz şiddetli olunca ne papatya ne rezene hiç birşey fayda etmiyor.

İlk ay zaten birbirimize alışma ve düzen oturtmaya çalışma zamanıydı. İkinci ay Doruktan bazı tepkiler almaya başlamak harikaydı. Üçüncü ayda ise tam anlamıyla manalı bakışlar, gülüşler, konuşmalar ve gaz probleminden kurtulma ayı. Hep 3 aylık olunca gaz problemi bitecek düzeni oturacak dediklerinde pek inanmazdım ama hakikaten Doruk 3 aylık olduğundan bu yana gerçekten düzenimiz çok daha iyi ve gaz problemimiz de. Ama ne yazık ki gazın tam anlamıyla bittiğini söyleyemem. Gaz probleminden kurtulduk derken bu sefer kaka problemimiz başladı. Günde 3-4 kere kaka yapan Doruk bir anda 2 günde 1 kaka yapar oldu. Doktor sadece anne sütü ile beslendiği için haftada 2 kere kaka yapmasının yeterli olduğunu söyledi tabii onu rahatsız etmiyorsa. Ne yazık ki bizi son 1 haftadır bu durum rahatsız eder oldu daha doğrusu bağırsaklardaki gaz çok sıkıştırmaya başladı. Ama bu duruma harika bir çözüm bulduk: gerdirme hareketleri. Bacaklarını çarpraz, ileri geri şekilde gerdirmek, bisiklet çevirir gibi yaptırmak ve sağ kol sol bacak; sol kol sağ bacak gerdirmek inanılmaz işe yaradı. Şimdilik bu hareketlerle idare ediyoruz.
Ayrıca Doruk 3 aylık olduğundan bu yana pek bi dillendi. Gerçi 2 aylıkken bile epey bi agucuklar yapıyordu ama bu ay hakikaten bir farklı. Ben Doruk'la doğumundan bu yana İngilizce konuşuyorum. Doktorumuz etrafta farklı dil konuşulsa da bebeğin annenin konuştuğu dili mutlaka öğreneceğini söyledi sadece biraz geç konuşurmuş ki bu bence hiç de sorun değil. Neyse Doruk'un bir ayuncağı var bir arı. Arı ingilizce bee demek ben tabi sabah öğlen akşam sürekli Dorukla konuşuyorum bu arada arıyı da pek seviyo ben habire bee aşağı bee yukarı elimde arıyı oynatıp duruyorum. 2 hafta kadar önceydi bir baktım Doruktan beeye benzer bir ses çıkıyor. Tabii tam olarak bee diyemese de bende bir heyecan bir gurur.
Diyebilirim ki ilk 3 ayımızı bir kelime öğrenerek bitirdik:)

Wednesday, February 20, 2008

Doruk'un doğumu

Epey bir düşündükten sonra bloga en iyi başlangıç yazısının oğluşumun doğum macerası olduğuna karar verdim. Hayatımın en güzel ve en heyecan verici günü...
Ben koyu bir İzmir'liyim ancak eşim Kuşadalı ve onun işi gereği Kuşadası'nda oturuyoruz. Tabii Adanın en sevdiğim yanı İzmir'e sadece 1 saat mesafede oluşu:) Herneyse pek tabi benim doktorum İzmir'de ve doğum İzmir'de oldu. Hamileliğim son aya kadar devam eden bulantılar dışında gayet iyi geçti ve normal doğuma herhangi bir engel yoktu. Ancak ben Kuşadası'ndan yetişemezsem diye son anda sezeryana karar verdm... Annemlerde İzmir'de oturuyor. Herkes tutturdu git annenlerde kal ve normal doğur diye ama yok ben doğuma illa ki evimden gitmek istedim. Neyse 11 kasım 2007 pazar günü için doktorumla randevulaştık. Ben her tür planımı yaptım. Cumartesi kuaför randevumu bile ayarladım. Oğlumun karşısına güzel çıkayım diye:) Bu arada doktorum da 1 haftalığına yurtdışına gitti. O perşembe dönecek cuma kontrolüm var ve pazar doğuracağım. Plan bu. En azından buydu. Zaten son 2 hafta bende uyku neredeyse sıfır gecede 2-3 saat ancak uyuyorum 8 kasım perşembe de aynı şekilde sabahı sabah ettim. Plana göre cuma İzmir'e annemlere geçicez akşamdan herşeyimizi hazırladık sadece sabah arabaya taşıma faslı kaldı. Sabah saat 6 civarı tuvalete kalktım. Bir anda saniyelik bi sancı daha doğrusu sancı mı anlayamadım. Bir anda Cenk'e(eşim) seslendim yataktan fırladı ama tabi sancı mı değil mi anlamak mümkün değil zaten sadece 1 saniye kadar sürüyor. Sonra 1-2 kere daha tekrarlayınca Cenk Esra bence bunlar doğum sancısı gel biz hemen yola koyulalım dedi. Eşyalarımızı arabaya taşıdık ben yatağı filan topladım eh ne de olsa pazar doğurmaya şartlandığım için hiç ihtimal vermiyorum. Kayınvalidemi alıp yola koyulduk. Yoldan doktorumu aradım ve durumu bildirdim bana kasılmalar 15-20dakikada bir ise bana hemen haber ver dedi. Bu arada benim kasılmaların süresi uzamaya ve sıklaşmaya başladı. Bir saat tuttuk ki kasılmalar 10 dakikada bir. Doktorum hemen hastaneye git seni orada alete bağlasınlar dedi. İzmire girince yoldan annemi aldık ama ben halen daha kuaför planı yapıyorum. Hastaneye saat tam 9da vardık ve doğum katına çıktığımız an suyum geldi. Alete bağlandıktan sonra da anlaşıldı ki benim doğum başlamış. Hemen doktorum geldi ve bana normal doğumu önerdi ben zaten başından beri normal doğum istediğim için kabul ettim. Saat 13:00da doğumhaneye girdim ve saat tam 13:21de sevgili oğlumu ilk kez gördüm...
O anki hislerimi anlatmam mümkün değil ama benim için yepyeni çok daha güzel ve özel bir hayatın başladığını o an çok daha iyi anladım.

Sevgili oğluşum hoşgeldin iyi ki geldin.