Sunday, March 30, 2008

Harika bir cumartesi







Geçen cumartesi Doruk'la benim İzmir'den misafirlerimiz vardı. Duru ve Arınç. Arınç arabasını aldığında ilk uzun yolu bize Kuşadası'na yapması konusunda anlaşmıştık.Geçen haftasonu için de 1 hafta önceden randevulaştık.
Doruk'a günlerdir Duru'nun geleceğini anlatıp duruyordum.Biz her zamanki gibi Doruk'la sabah 8:30 civarında kalktık. Emzirme, alt değişimi, sabah egzersizleri, yatak keyfi derken saat 10u buldu. Duru da hemen hemen aynı saatlerde kalktığı için Arınç 10gibi yola çıkarım demişti ki hakikaten de çıkmışlar. 1,5 saat kadar sonra bizdelerdi. Tabii bizim kuzular her ne kadar oldukça sık da görüşseler ilk karşılaşmada birbirlerini şöyle bir süzdüler. Duru Doruk'tan tam 2 ay büyük. Ve bu şu an için bu büyük bir fark olsa da çok kısa zaman sonra bu fark kapanacak. Şu anki bu farka rağmen olabildiğince beraber oynadılar diyebiliriz:) İkisini beraber battaniyenin üzerine atıp, oyuncakları da önlerine serince pek keyifli vakit geçirdik. Hep beraber yuvarlanıp durduk. Duru tabii biraz daha büyük olduğundan Doruk'un daha bir farkındaydı. Doruk'un ise gözü genelde Arınç'taydı. Oğluşum gün boyu Arınç'a hayran gözlerle baktı:) Tabi biraz zaman geçince bu hayranlığın odağına Duru'nun oturacağı kesin.
Bebişlerle yuvarlana yuvarlana harika bir gün geçirdik.
Arınç ve Duru yine gelin.

Doruk'un ilk makosenleri







Sevgili kuzenlerim Neslihan ve Meltem geçen sene ben hamileyken Amerika'ya gittiler. Biz de orada bebek kıyafetleri çook ucuz olduğundan onlardan Doruk için alışveriş yapmalarını rica etmiştik. Hem bizim adımıza hem de kendileri alışveriş yapınca bir de baktık Doruk için neredeyse koca bir bavulla dönmüşler. Hepsi birbirinden güzel ve minik kıyafetler,battaniyeler, uyku tulumları,havlular ve ayakkabılar...
Ama içlerinde benim bir favorim vardı: RL makosenler. Hamileyken bile dolabı açıp açıp makosenlerin minik oğluşumun ayağında nasıl duracağını hayal etmeye çalışıyordum.
26 Mart Doruk'un amcasının yaş günüydü ve biz de ofiste yapılacak kutlamaya katılmak üzere hazırlandık. Ve Doruk ilk kez makosen ayakkabılarını giydi. Tam bir küçük adam oldu. Tabii ki herkes durup durup ayakkabılarına baktı.

Eh artık ayağımızdan hiç çıkarmayız:))



Tuesday, March 25, 2008

Anneden şarkılar


Doruk beyin en sevdiği şeylerden biri annesinin ona şarkı söylemesi. Benim de sesim nasıl kötüdür anlatamam. Ama tabii herkes gibi ben de sesime aldırmadan şarkı söylemeyi çok severim. Eh dinleyecek birini buldum ya bende habire söylüyorum. Doruk ben söyledikçe gülücükler atıyor. Bakıyorum Doruk ağlamak üzere ya da sıkılmış hemen başlıyorum bir şarkıya . Ne olduğu hiç fark etmiyor bizimkinin hemen yüzü gülüyor. Bugün bir baktım ben söyledikçe o da kendince bana eşlik ediyor. Agu agi aga.... Tabii hal böyle olunca ben iyice havaya girdim:)

Bundan sonra anne oğul söyleriz artık. Resimde Doruk beyin bana eşlik ederkenki hali


O zaman şarkı söylemek lazım avaz avazzz......:))


süt sağmak ve biberon

Doktor kontrolümüzden bu yana süt sağma ve Doruk'a biberon kullanma fikrine alışmaya çalışıyorum. Göğüslerim yara olduğu için doktor biraz göğüslerimi dinlendirmemi söyledi. Hem artık Doruk'un biberon kullanmasının bir sakıncası olmazmış. Anlayacağınız Doruk bey henüz biberonla tanışmadı. Eh hal böyle olunca bu düşünce ben de epeyce bir stres yarattı. Gerekli tüm aparatları aldım. Süt sağma aleti, sterilizatör, süt saklama kapları ve tabii sevgili arkadaşım Arınç'ı (duru ile doruk'un arası 2 ay olduğundan arınç benim danışmanım gibi herşey için onu arıyorum) süt sağmak konusunda herhalde en az 10 kez filan aradım. Gel gelelim bu fikre bir türlü alışamadım. Neyse ki doktorun verdiği krem (garmastan) hakikaten çok iyi geldi ve süt sağma olayını biraz daha erteleyebildim:)
Yine de süt sağmanın ve biberonun dışarıda büyük kolaylık yaratacağını biliyorum.
Ama henüz yapmamış olmaktan da çok mutluyum. Bakalım Doruk bey biberonla ne zaman tanışacak...

Saturday, March 22, 2008

Anne - oğul bir ilk

Doktor kontrolümüzün olduğu gün babamız İstabul'da oluşunu fırsat bilip biz de Doruk'la İzmir'de ilk kez anne oğul yalnız dışarı çıktık. Kuşadası'nda birkaç kez iki başımıza çımıştık ama tabii gittiğimiz yegane yer limandaki alışveriş merkeziydi ki orası da babamızın iş yerinden 2 dakika uzaktaydı ve her emme saatinde ve alt değişiminde babamızın yanına gidiyorduk. Oysa bu sefer İzmir'de iki başımıza önce doktora gidecek çıkışta da Amerika'dan tatil için gelen arkadaşım Şebnem'le buluşup birşeyler yiyecektik.

Annemlerden çıkış kolaydı babam bizi taksiye bindirdi doğru doktora. İnerken taksiciden rica ettim bana yardımcı oldu. Doktorda zaten hiç zorlanmadık. Doktordan çıkmadan Doruk'u emzirip altını değiştim. Ve bu bana 2 saat kazanddırdı. Şebnem'le beraber bir cafeye gittik. Doruk zaten arabasına her oturduğunda olduğu gibi cafeye varana kadar çoktan uyumuştu. Biz birşeyler yerken Doruk uyandı eh ne de olsa onun da karnı acıkmıştı. Emzirme sonrası keyfi yerine geldi. Cafedeki herkese gülücükler atıp etrafı inceledikten sonra -doktorda olduğu aşının da etkisiyle- yine uyku havasına bürününce ben de oturma faslını kısa kestim. Hava çok güzel olduğu için Şebnemden ayrıldıktan sonra Alsancak'ta biraz dolaşıp öyle annemlere dönmeye karar verdim. Tabii Doruk arabasında yine uykuya daldı. Şöyle bir turladıktan sonra Arınç'a uğramaya karar verdim. Zaten Arınç annemlerle aynı apartmanda oturuyor. Yani ona vardıktan sonra annemler asansör mesafesinde. Doruk'la yine bir taksiye binip Arınç'a gittik. Duru ve Arınç'la biraz takıldıktan sonra annemlere geçtik.

Anne oğul ilk başbaşa çıkışımız gayet başarılıydı. Eh artık bizi kimse tutamaz....

Thursday, March 20, 2008

4. ay kontrolümüz

Bu ayki doktor kontrolümüz diğerlerinden oldukça farklıydı çünkü babamızın İstanbul'da toplantısı olduğu için ilk kez anne oğul doktora gittik. Genel olarak Doruk'un sağlığı gayet iyi çıktı. Gelişim ve sağlık açısından hiçbir problemimiz yok çok şükür. Ancak Doruk bu ay sadece 1cm uzamış ve 500gr almış. İlk 2 ay 1100gr 3.ay 730gr ve hemen her ay ortalama 4cm uzamadan sonra tabii bu bende şok etkisi yarattı. Boy çok önemli değil ama kilo olarak doktorumuz 600-900gr normal olan dediği için ben birazcık endişelendim. Doktorumuz sağ olsun beni çok rahatlattı. Farkında olmadan viral bir enfeksiyon geçirmişim ve tabii Doruk'a da geçmiş. Bu arada her iki göğsümde yara oldu. Tüm bunlar Doruk'un kilosunu etkilemiş. Neyse ki doktorumuz henüz ek bir gıdaya gerek duymadı:) Tam gaz emzirmeye devam.

Bu ay ikinci karma aşımızı olduk ve Doruk bu sefer aşıyı hiç hissetmedi. Aşı olurken oyuncaklarla oynamaktan ne olduğunu anlamadı. Doktorumuz artık gerektiği zaman biberon kullanmamıza da izin verdi. Ama en önemlisi artık kucakta dik oturabileceğiz hatta 2 haftaya kadar koltukta yastık yardımıyla oturmaya bile izin çıktı.

İlk başta kilo olayına üzülsem de önemli olan sağlığı olduğundan artık çok da problem etmiyorum. Ve inanıyorum ki ilk 6 ayı sadece anne sütü ile tamamlayacağız ve tabii sonrasında da 2 yaşına emzirmeye devam.

Doruk 4 aylık oldu


Dorukla geçen bir ayı daha bu ayın 9unda geride bıraktık. Ayların nasıl bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum. Doruk'un gösterdiği gelişmeleri ise hayranlıkla izliyorum. Doruk bey artık epey bir dillendi. Kahkahalar, bilinçli bakışlar, herşeyi incelemeler,utanmalar ve beni sürekli göz önünde tutma isteği. İnanılmaz derecede birbirimize düştük eh her an ve her dakika beraber olmanın bir getirisi. Ama o bana ne kadar düştüyse ben ona daha fazla düştüm. Tabii bu durum ne kadar sağlıklı bilemiyorum ama henüz Doruk 4 aylık olduğu ve halen anne sütü ile beslendiği için ikimizin hislerinin de normal olduğunu düşünüyorum. Bu ay bana bağlanmasının yanı sıra babasıyla da çok farklı bir iletişime geçti. Cenk iş yoğunluğu arttığı için eve geç gelmeye başladı ve ikimiz de Doruk'un onu iyiden iyiye özlediğini fark ettik. Cenk eve geldiğinde ona olan bakışı, gülüşleri, onun kucağında kalma isteği artık iyice hislerini belli etmeye başladı. Tabii babamız bu durumdan pek memnun:)

Bu ay ayrıca Doruk bey ellerini gayet bilinçli bir şekilde kullanmaya başladı. Emziğini kendi başına ağzına götürüp çıkartabiliyor. Elle vurduğunda ses çıkartan oyuncakları ile oynayabiliyor. Ve hemen her yerinden gıdıklanıyor. Tabii bir de en önemlisi artık sağa sola dönebiliyor.

Ondaki bu gelişimleri izlemek harika.

Canım oğlum daha nice mutlu aylara....

Wednesday, March 19, 2008

Gaz için

Doruk 3 ayını devirmesine rağmen ne yazık ki hala çok gazlı. Doktorumuz gaz probleminden bahsedince hemen benim durumumu sordu. Onca dikkatime rağmen bende de inanılmaz gaz var. Ve ben gazlı olduğum sürece Doruk da aynı şekilde gazlı olacakmış. Ama 3 aydan sonra gaz bağırsaklarımıza indi ve normalde gelişimi için her sabah yaptığım gerdirme ve esnetme hareketleri inanılmaz işe yarıyor. Gaz sancısı başladığı an hemen egzersiz yapıyoruz ve gazlar çok hızlı bir şekilde bizi terk ediyor.

Her şeye rağmen bu gazlardan en kısa zamanda tam anlamıyla kurtulmak ümidiyle.

Pişik için

Doruk tüm çabalarıma rağmen malesef 1 aylıktı pişik olmuştu. Bir arkadaşım Amerika'dan desitin adlı bir pişik kremi getirdi. Tam bir mucize hem çok kısa zamanda pişiğimiz geçti hem de o günden beri hiçbir kızarıklık olmadı. İzmir'de amerikan pazarında da satılıyor. Gerçekten harikaaa..

ilk tatilimiz


Ailece ilk tatilimizi pamukkaleye yaptık. Ben giderken biraz tedirgindim ama Doruk o kadar uyumluydu ki benim tüm tedirginliğimi aldı. Genç İşadamları Derneğinin düzenlediği turla gittik. Tabii herkes otobüsle biz kendi arabamızla ki bu hakikaten iyi bir karardı. Yola akşamüstü 5:30 gibi çıkınca Doruk bey yol boyunca uyudu. Otele vardığımızda saat 8 civarıydı. Otele check inimizi yaptık ve bizi odamıza götürecek bellboy geldi. Otelin bir ana binası ve dışarıda havuz etrafında birkaç binası daha vardı. Bize dışarıdaki binalardan birini vermişler. Neyse başladık bellboyu takip etmeye binanın önüne gelince bellboy bize odamızın üçüncü katta olduğunu söyledi asansör olmadığını öğrenene kadar bu hiç önemli gelmemişti:)


Tabii Doruk kendi arabasında eh arabasız hareket etmek olmaz biz tatil boyunca arabayla 3 kat aşağı 3 kat yukarı inip çıktık. Ama esas bomba yemek için restorana gittiğimizde karşımıza çıktı. Restoran ana binanın 2inci katındaydı ve oradada da asansör yoktu:) Kısaca tatil bizim için tam bir spora dönüştü.


Doruk haftasonu boyunca gayet keyifli ve uyumluydu. Tabii ev gibi değil herşey saatle olduğu için sabah kalkıyoruz Doruk emdikten sonra onu giydirip kahvaltıya daha sonra dışarıda gezmeye kşam olunca akşam yemeği faslı bizimki tam anlamıyla bitap düştü.


Pazar günü toplanıp yola koyulacağımız sırada Doruk başladı mızmızlanmaya. Yolda uyur umuduyla carseatine koyduk. 1 saat kadar uyuduktan sonra uyandı hem de ne uyanış sürekli ağlıyor. Tam o sırada yemek yenecek yere gelmiştik hemen emzirme zamanı geldiğinden acıktığı için ağladığını düşünüp emzirdim. Ne yazık ki emdikten sonra bile susmadı. Havası değişsin diye restorana girdik ama nafile bir ağlama ki gözlerden yaşlar fışkırıyor. Belli ki çok gazı var ve tabii bi de 2 günde 1 kaka yaptığı için o gün kaka günü ve bu da inanılmaz sıkıntı veriyor. Benim elim ayağım birbirine dolandı. Gezideki bayanlardan biri hemen bir masanın üzerine battaniye koydu ve benim Doruk'a her sabah yaptırdığım gerinme hareketlerini yapmaya başladı. Bir anda Doruk gaz çıkarmaya başladı. Doruk'u epey bir rahatlattıktan sonra kucağımıza aldık ama onca gaza rağmen Doruk tekrar göz yaşlarına boğuldu. Bu sefer de aynı bayan Doruk'u karın üstü tutarsak rahatlayacağını söyledi. Hakikaten de karın üstü tutup sırtını sıvazlayınca bir anda sustu ve biraz sonra kakasını yaptı hem de sırtına kadar. Ev dışında kaka yaptığında ilk kez bu kadar batmıştı. Arabada biraz zorda olsa temizlenmeyi başardık.

Doruk sonunda epey bir rahatladı ama yemeğe döndüğümüzde hala daha huzursuzluğu vardı yine de canım oğluşum kalan yol boyunca uyudu. Eve geldiğimizde ise tüm ruh hali birden pozitife döndü meğer Doruk bey evini özlemiş...

Herşeye rağmen bu ilk tatilimizdi ve Doruk genel olarak çok uyumlu ve tatlıydı. Darısı diğer tatillere.